17 Ocak 2012 Salı

ÇOCUK BESLENMESİ-SAYFA 60-ÖYKÜ OLUŞTURMA

CANIMDAN BİR PARÇA
"Ben FAS'lı bir çocuğun annesiyim. Doğumdan sonra bebeğimin FAS'lı olduğunu öğrendiğimde şoka uğradım. Bir an aklıma o zevkle ve hoşlanarak içtiğim güzel ve keskin kokulu alkoller geldi. Beynime balta gibi saplandı bu düşünceler. Herkesin uyarmalarına özellikle de annemin uyarılarına rağmen bırakamamıştım şu illet şeyi. Nasıl mı başladım bu alkole?14 yaşında eğlenmek için gittiğim barda. Arkadaşlarımın zoruyla gittiğim bu yer hayatımın en kötü başlangıcı oldu şimdi. Herkesin sınırsızca eğlendiğini görünce bende kapıldım bu büyüye. İçtim de içtim. İlk kez oluyordu böyle bir şey. Bende bir kereden bir şey olmaz diyenlerdendim. Kendimi o disko topunun eşsiz görkemine kaptırmış, küçük ışıkların gözüme yansıyan izleriyle keyfime diyecek yoktu. O gün eve gidemedim bile. Anneme bin bir yalan uydurarak arkadaşımla kalmaya ikna ettim. O gün ilkti ama son değildi. Artık her hafta bir yolunu bulup o havalı arkadaşlarımla bir şekilde alkol kullanıyordum. Derken annemde öğrenmiş. Nasıl öğrendiğini o zamanlar çözememiştim ama davranışlarım bunu gayet iyi gösteriyormuş oysaki. Anneme yalvarmıştım babama söylemesin diye. Babam… Babamın neler yapacağını hayal bile edemiyordum. Öldürürdü bile beni. Neyse ki annem çok dirense de aramızda kalmaya söz vermiş ve bana içmeyeceğime, tedavi olacağıma yemin ettirmişti. Ne yapacağımı bilmiyordum. Bu şey beni kendine günden güne bağlıyordu. Bir aşk gibi. Aşktan da öte başka bir şeydi bu. Okulda alkol konusunu açtığında ve kötü, bağımlılık yapan bir şey olduğunu vurgulayınca yüzümün kızardığını hissediyor ve diğer arkadaşlarımda ki rahatlığı gördükçe hayran kalarak kendimi ezik, hayata yenilmiş görüyordum. Bir derdim var mıydı peki? Hayır, aslında yoktu. Çok şükür ailem yanımdaydı, kendimize yetecek kadar maddi durumumuzda vardı. Benimkisi sadece arkadaş ortamında kendimi kanıtlamam ve havalı yani onlar gibi olmaktı. Okulumu bitirmiş ve üniversiteyi kazanamamıştım. Ailem hayal kırıklığına uğramıştı. Nasıl da güveniyorlardı bana. Annem benim alkol tedavisi olmamı istiyor ama ben bunu istemiyor ve kabullenmiyordum. Neden istemediğimi bile bilmiyordum.20 yaşına geldiğimde madem okumuyorum bende evleneyim düşüncesiyle havalı arkadaşlarımdan biriyle evlendim. Napayım âşık olmuştum, yoksa parasına mı havasına mı tartışılır. Çok mutluydum ailem her ne kadar evlenmeme karşı çıksa da daha sonra yufka yüreklerini bana açmışlardı. Eşim varlıklı bir ailenin çocuğuydu. Bütün eğlence, coşku, parti, kokteyl onlardaydı. Oda aşırı derece kullanırdı alkol. En yakınındaki insan da kullanır olunca hayır diyemiyordun işte."Hayır" bu kelimeyi söyleyemediğimden olmuştu şimdi bütün bunlar. Hiç geleceğimi düşünmüyor, yataklara düşüp eşimin bana bakmayacağını ve umursamayacağını aileme muhtaç kalacağım ihtimalini bile düşünerek hala devam ediyordum.6 ay önce hamile olduğumu öğrendim. 3 aylık iken gittiğimde aldığım haber hem beni şoka uğratmış hem de mutlu etmişti. Hiç beklemiyordum. Her şeyden habersiz, sağlıklı ve su gibi saf bir meleğim olacaktı. Eşimde bu habere sevinmişti. Kendime bir söz vermiştim. Şu illet şeyi içmeyecektim artık. Eşimden de destek istemiştim. Ama o destek olmak yerine köstek oldu. Aslında onun suçu yoktu. İradesine sahip çıkamıyordu. Aynı benim gibi. Her akşam gelirken elinde siyah poşet içinde aldığı o pahalı, yeni tatlarla alkollü içkiler… Bana görünmeden içse de ben onların buzdolabında olduğunu gördükçe dayanamıyordum. Bir yudum, iki yudum derken bakmışsınız ki fon dip. Doktora kontrole gittiğimde beni uyarıyor, tedaviye ihtiyacınız var dese de ben hala ve hala umursamıyordum. Neyin kafasındaydım ben hala ya? Niye bunları yapıyordum? Neden tedavi olmuyordum? Her ihtimali biliyordum da aslında.6.ayımda okuduğum bir kitap beni etkisinde bıraktı. Günlerce etkisinden çıkamamıştım ve bu etkiyle tedavi için rehabilitasyona başvurdum. Başvurdum da ne değişti. Her şey için çok geçti. Şimdi hastane odasında yatağımda bunları düşündüm ve 8 yılın intikamıyla dolu olan gözyaşım elime düşmüştü. Hiç bir suç yokken benim yüzünden engelli olarak dünyaya geldi. Bir taraftan ağlıyor, bir taraftan nasıl nasıl diye tekrarlıyordum. O anı hiç unutamıyorum. Nasıl unutabilirdim ha? Bu haberi bana eşim ve doktor bey birlikte söylemişti. Söylemişti de nasıl? İşte o anı hatırlamıyorum bile. Eşimde yıkılmıştı zaten. Bebeğimi ilk gördüğüm zaman ki hayal kırıklığımı unutamıyorum. İnsandı evet ama göz kapakları, burnu, dudağı bir bebeğinkinden farklıydı sanki. Ya da bana mı öyle gelmişti. Evet, evet öyleydi. Daha sonra bu hastalık hakkında doktordan bilgi almış, konuşmuştuk bebeğim için. Biliyorum. Normal bir bebek değildi o.Zekâ geriliği olacak, anomaliler olacak, görüntüsü değişik olacaktı. Ama her şeye rağmen onu ben dünyaya getirmiştim ve benim canımdan bir parçaydı. Onu hor göremez, aşağılayamazdım. Zaten buna kalbim izin vermezdi ki. Neyse ki şimdi büyüyor çocuğum. Neler yapıyoruz? Her çocukla yaptığımız şeyleri. Oynuyor, parklara gidiyor, gönlümüzce eğleniyoruz. Şimdi her hafta özel eğitime gidiyor Can. Evet, ismi Can. Canımdan bir parça… Engelli bir çocuk olsa da o benim için en zeki çocuk. İlk başta ne kadar üzülsem de şimdi iyi ki dünyaya gelmiş diyorum.
   Siz siz olun benim gibi hele de küçük yaşlarda alkole başlamayın. Çünkü her şey bir kerelerle başlar ve sonu gelmez. İşte aynı benim hikâyem gibi. Acı ve üzüntülerle dolu.”
                                                                                 
                                                                                   Betül ATEŞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder