28 Şubat 2012 Salı

ÇOCUK RUH SAĞLIĞI-SAYFA 64-ARAŞTIRMA

Okul çağında olan ailelerle görüşme araştırması için en uygun kişi olarak halamı seçtim. Çünkü kuzenim 6 yaşında ve anasınıfına gidiyor.
Çocuğunuzu okula hazırlama konusunda neler yapıyorsunuz?
·         Okula uyumunu kolaylaştırmak için anasınıfına gidiyor. Anasınıfına hem paylaşımcı hem de arkadaş ortamında iletişim kurabilsin diye gönderdik. Anasınıfının şimdiye dek çok yararını gördük. Biraz da olsa utangaçlıktan yani diğer kişilerle iletişiminde ki zorluklardan kurtuldu. El becerileri daha da gelişti. Arkadaş ortamı edindi.
·         Kendi temel ihtiyaçlarını kazanmasında ( yemek yeme, tuvalete gitme)destek olmaya çalışıyoruz.
·         Okula gitmenin güzel ve önemli olduğunu vurguluyoruz.
·         Etkinlik kitapları, hikâye kitapları, boyama kitapları alıyoruz.
·         Bazı sorumluluklarını yerine getirmesini -mesela oyuncaklarını toplama gibi-sağlıyoruz.
Okulda yazdığımız soruların cevapları için anneme,yengeme ve halama  başvurdum. Sorular:
  1.   Çocuklarınız okula istekli mi başladı?
  2.   Birlikte ödev yapar mısınız?
  3.   Çocuğunuzun okula gitmek istemediği zamanlar oldu mu?
  4.   Ödevlerini yapmaya istekli miydi?
  5.   Çocuğunuz okuldan memnun muydu?
  6.   Okuldan geldiğinde bugün nasıl geçti diye sorar mıydınız?
  7.    Çocuğunuz başarılı bir öğrenci miydi?


İlk önce kendi adıma anneme sordum;  
1.soru: Evet çok istekli başladın.
2.soru: Her zaman birlikte ödev yapardık.
3.soru: Hayır her zaman istekliydin. Gitmediğin zamanlar bile üzülürdün.
4.soru: Evet istekliydin.
5.soru: Evet memnundun ayrıca arkadaşlarını ve öğretmenlerini çok seviyordun.
6.soru: Evet hatta okuldan geldiğinde bazen çok sinirli olup bana kızardın.
7.soru: Sınıfın örnek öğrencilerinden biriydin
Daha sonra yengeme sordum.(Kuzenim şuan 15 yaşında.) 
1.soru: Evet
2.soru: Evet                                           
3.soru: Her zaman olmasa da nadiren olmuştur.
4.soru: Bazen çok zorluyordu.
5.soru: Evet                                           
6.soru: Evet
7.soru: Çok başarılı değildi.
En son olarak halama sordum.(kuzenim şuan 13 yaşında)
1.soru: Evet
2.soru: Evet ama bazen beni yanında istemezdi.
3.soru: Hayır  
4.soru: Evet
5.soru: Evet
6.soru: Evet
7.soru: Şuan çok olmasa da ilkokulda çok başarılıydı.

24 Şubat 2012 Cuma

MASTİT HASTALIĞI

Tıkanmış süt kanallarının ya da mikroorganizmaların neden olduğu bir hastalıktır. Belki de anneler için en rahatsız edici durumdur meme iltihabı. Ateş, halsizlik, yorgunluk, memede ağrı ve kızarıklık gibi belirtileri vardır.
Mastit bebeğini emziren-emzirmeyen her 20 anneden birinde görülür. Enfeksiyon, genellikle meme başında bulunan çatlaklardan süt kanallarına doğru yayılır. Emzirmeyen annelerde göğüslerin şişmesi de mastite yol açabilir. Diğer nedenler arasında, emzirme yoluyla göğüslerin yeterince boşaltılamaması hastalıklara karşı azalan direnç sayılabilir. Nitekim yeni doğum yapmış annelerin çoğu aşırı bir yorgunluk ve stres altındadırlar ve yeterince beslenememektedirler.
Meme başlarının hassaslığı nedeniyle ilk doğum yapan annelerde mastit biraz daha sık görülür, ne var ki bu ikinci, üçüncü doğumlardan sonra görülmeyeceği anlamına gelmez.
Mastitin en sık görüldüğü dönem, doğumdan sonra 10-28. günler arasıdır.Nasıl anlaşılır?
Genellikle soğuk algınlığı geçiriyor gibi hissedersiniz. Belirtiler arasında, bir yada iki göğüste kızarıklık, sertlik, sıcaklık, ağrı, ve enfeksiyon olan süt kanallarında şişlik sayılabilir. Ateş ve halsizlik, durumun daha ciddi olduğunu düşündürür.Mastit, birden fazla sayıda olabilen bir durumdur, ama aynı anda iki göğüste birden gelişmez.
Ne yapılmalıdır?
Hemen doktorunuzla görüşün. Muhtemelen antibiyotik tedavisine başlanacaktır. Bu durumda emziriyorsanız, kullandığınız ilaçların bebeğe zarar vermeyeceğini özellikle açıklığa kavuşturun. Antibiyotik etkisi başlar başlamaz, belirgin bir rahatlama hissedeceksiniz.
Bebeğime süt   verebilir miyim?
Evet. Mastit sırasında emzirmek, çok acı verir. Ancak, gerek biran önce iyileşmek, gerekse süt kanallarınızın boşalarak yeni tıkanıklıklar olmaması ve sütünüzün kesilmemesi için emzirmeniz gerekir. Emzirmeden bir kaç dakika önce sıcak kompres, acı duymanızı bir ölçüde azaltır.
Eğer bebeğiniz emerek iltihaplı göğsünüzü tam boşaltamıyorsa, yada aşırı acı hissi nedeniyle emziremiyorsanız, göğsünüzü bir süt pompasıyla boşaltmanız gerekir. Sağdığınız sütü biberonla bebeğinize verebilirsiniz. Şunu hiç unutmayın, göğsünüzü boşaltmak için en iyi pompa, bizzat bebeğinizdir!
Emme sonucu bebeğim hastalanabilir mi?
Hayır! Zaten sizi hasta eden mikroplar, muhtemelen bebeğinizin ağzı yoluyla bulaşmıştır ve kendi mikroplarının ona geri verilmesinin bir zararı yoktur.
Mastit kendiliğinden geçebilir mi?
Mastit kendi haline bırakılırsa ilerler ve daha ciddi sonuçlar -komplikasyonlar- oluşur. En sık görüleni meme apsesidir, yoğun antibiyotik tedavisi, belki de cerrahi yolla apsenin boşaltılması gerekir. Bu durumda bebeğiniz sizi ememez.
Çoğu zaman olduğu gibi, mastit de erken teşhis edilirse, kolayca tedavisi olan bir durumdur.

ÇOCUK BESLENMESİ-SAYFA 70-ETKİNLİK 1

Sunu1
View more presentations from Betlats96.
Örnek Bir Menü 
Sabah Kahvaltısı
1 su bardağı süt                                                
1 haşlanmış yumurta
1 dilim peynir
2 dilim ekmek
5 adet zeytin
2 tatlı kaşığı bal (pekmez veya reçel de olabilir)
1 adet salatalık
1 adet domates
Ara Öğün
1 porsiyon meyve (bir avuç kuru üzüm olabilir)
3–4 adet ceviz veya 10–15 adet fındık
1 su bardağı ayran
Öğle Yemeği
1 porsiyon kurubaklagil yemeği
1 porsiyon pilav veya makarna
3–4 kaşık yoğurt
1 porsiyon salata
2 ince dilim ekmek
Ara Öğün
1 bardak taze sıkılmış meyve suyu
1 dilim ekmek
1 dilim peynir
Akşam Yemeği
1 kâse çorba
1 porsiyon et, tavuk veya balık (4 köfte kadar)
1 porsiyon zeytinyağlı sebze yemeği
3–4 kaşık yoğurt
2 ince dilim ekmek
1 porsiyon salata
Gece Öğünü
1 porsiyon meyve
1 su bardağı süt (veya 1 porsiyon sütlü tatlı)
2 adet galeta
Dyt. Rabia Gül KEPEKÇİ

23 Şubat 2012 Perşembe

ERKEN ÇOCUKLUK VE Ö.E.İ.V.K ÖDEVİ-SAYFA 44-56


Toplantı odası yazıyor       
 Daktilo
Daktilo yazısı
Çalışmalar
 
 
 
 
 

Engel Yoktur Engelleri bizler yaratırız!

Hayat... Hayat çok garip şeyler çıkarır karşımıza. Düşünmediğimiz bir anda çalıveriri kapımızı süprizler. Hastalıklar, ölüm, kayıplar, umutlar, engeller… Engeller… Size ne anlam ifade ediyor bu kelime? Benim aklıma gelen ilk şey insanların engelleri oluyor. Engel derken engelli değil “engel” hep engellenmedik mi bizler bu zamana kadar? Önümüze bariyerler çıkmadı mı? Annemiz babamız bizi bir yere gitmek için engellemedi mi? birde vücudunda bir engeli olan insanlar vardır hayatımızda. Gözü görmeyen, ayakları, elleri tutmayan, zihni artık çalışamayacak duruma gelmiş olanlar. Ben bu satırları niye mi yazıyorum? Aslında bilmiyorum. Şimdi koltukta oturmuş, elimde kalem, dış dünyaya kulaklarımı kapatmış, yalnızca kalbimin sesini dinliyorum. O dedi bana yaz diye. Yazda rahatla diye. Çünkü bardaktan boşanırcasına ağlamak içimi dökmek istiyorum. Bugün çok burkuldu yüreğim. O odada gözyaşımı içime akıttım. Sadece eve gelmeyi sabrettim. Ve işte şimdi gözyaşları… Bu kadar duygulanacağım hiç aklıma gelmezdi ki. Sadece şükrediyorum şuan. Nerden çıktı şimdi bu yazı? Asıl konu bugün Reşit paşada ödevimiz için Görme engeller vakfına gittiğimizde başladı. Her şey gayet normaldi görünüşte. İçimde bir hüzün var mıydı doğru konuşmak gerekirse yoktu. Ta ki o vakıf koridorlarında ki insanları görene kadar. O an içime kötü bir his geldi. Neydi ki bu şimdi? Bizi çok içten karşılamışlardı. Daha sonra sorularımız için vâkıfın psikologuna yönlendirdiler. Ben “AA psikologa bak güneş gözlüğü takmış “dedim ki dank etti kafama. Aklımdan tamamen çıkmıştı görme engelliler vakfında olduğumuz. Çok utandım kendimden ama kimse bir şey hissetmiyordu tabi. Şaşırdım mı çok şaşırdım açıkçası. Meğersem gözleri görmüyormuş onunda. O kadar mutlu, umutlu ki hayattan kendime sordum içimden sen salaksın biliyor musun? Hem de koca bir salak. Hiç bir şeyden memnun olmayan bencil bir kızsın. O sıra ben kendimle bir iç çekişme içindeydim. Psikolog elimi sıktığı anda kendime geldim. O oda beni o kadar etkiledi ki dünyanın en sıcak odası geldi orası bana. O odayı o anı yaşamaya çalıştım empati  kurdum. Ve sorularımız başlamıştı. O kadar iyi genç ruhlu, kafa bir adamdı ki bizi anlayışla karşıladı. Her şeyi gösterdi bize. Soruları cevaplarken hepimiz pür dikkat dinliyorduk. o cevaplar sanki benim için bir terapiydi. Özel bilgisayarları, benden hızlı yazı yazdığı klavyesi, alfabeleri, daktiloları, telefonları… Her şey tek kelimeyle mükemmeldi. Aslında engelli diye bir şey yok benim için. Onlar engelli değil. Onlar bir engeli olmayan özel insanlar. Onların kusurları yok ki. Mucizevî… Onlar bizim başarmadıklarımızı başaranlar. Bizim beğenmediğimiz, istemeyerek gittiğimiz okulu, kazanamadığımız, çalışmadığımız üniversite sınavını kazananlar. Hayatla barışık olanlar. Şimdi bir düşünün. Bırakın her şeyi bir kenara biz hala neyin tantanasını yapıyoruz? O kadar kolaylıklara rağmen hala mutsuzuz. Ve ben eminim ki bende dâhil olmak üzere hala mutsuz olacağız. Her şeyin fazlasını isteyeceğiz. Daha ve daha fazla diyeceğiz. Ben mesela gözümün rengi neden yeşil değil derdim? Ne yeşili ya benim en önemlisi sağlam bir gözüm var. Gerisini boş ver. Ama unutmayalım ki onlar engelli insanlar değil. Onlar her şeyi yapıyor. Engelli sadece bir kelime olarak kalıplaşmış. Şimdi ne yapın biliyor musunuz? Düşünün ve şükür edin halinize. Kendinize de kızın. Eminim ki hepiniz hayatınızın bir zamanında vücudunuza isyan etmişsinizdir.
                                                                Sabırla okuduğunuz için teşekkürler.

20 Şubat 2012 Pazartesi

GELİŞİM ALANLARI-SAYFA 115-116


Bu fotoğraftaki tatlı kız Ceren.6 yaşında ve anasınıfına gidiyor.Onunla iyi anlaştığım için etkinliği birlikte yaptık.Etkinlik sırasında gayet  açık cevaplar verdi.Bu konuda hiç zorlanmadık.
SAYI
Ceren’e aynı sayıda iki sıra sarı renkte daire şeklinde nesneler gösterdim. İki sırada eşit sayı olup olmadığını sorduğumda Ceren eşit sayıda olduğunu söyledi. Birinci sıradaki nesneleri araları açılarak sıraladım. Ceren’e her iki sıradaki yuvarlaklar eşit mi, yoksa biri daha mı fazla diye, sordum. Ceren ise iki sıradaki nesneleri saydı ve bana cevabı söyledi. Yani yine ikisi eşit dedi.
UZUNLUK
Ceren’in önüne aynı uzunluktaki iki çubuk koydum ve aynı uzunlukta olup olmadığını sordum. Ceren aynı uzunlukta olduğunu söyledi. Çubuğun birini sola diğerini sola ittim. Yine Ceren’e aynı uzunlukta olup olmadığını sordum. Ceren ise üstteki çubuğun uzun olduğunu söyledi.
SIVI
Aynı miktarda iki su bardağına su koydum. Ceren’e bardakta eşit miktarda su var mı diye sordum. Ceren ise “evet” dedi. Daha sonra bir bardaktaki su aynı kaldı. Diğer bardaktaki suyu geniş tabanlı bir cam tepsiye boşalttım. Bu cam bardakta ve tepside aynı miktar su mu var diye sorduğumda bardaktakinde daha fazla olduğunu söyledi.

MADDE
Aynı büyüklükteki iki hamur topu Cerene gösterip eşit olup olmadığını sordum. Ceren bana eşit olduğunu söyledi. Hamur topun birini sosis haline getirdim ve yine eşit mi diye sordum. Ceren ise sosisin daha büyük olduğunu söyledi.
ALAN
Cerenin önüne iki tane kendi çizdiğim kuzu resmi koydum. Daha sonra eşit iki yeşil kartondan ot kestim ve resmin sağ üst köşesine koydum. Cerene bu kuzuların eşit miktarda ot yiyip yemediklerini sordum Cerende yediğini söyledi. Daha sonra ikinci aşamada bir resimdeki otun yerine otu parçalara ayırarak resmin üzerine dağıttım. Hangi kuzunun daha fazla ot yediğini sordum ve oda parçalara ayrılmış olanın daha fazla ot yediğini söyledi.
HACİM
Bütünüyle aynı özelliklere sahip iki hamur top, aynı şekilde ve aynı miktarda su olan iki bardağa atarak toplar bardağa atıldığı zaman su seviyeli eşit mi yükselir diye sorduğumda, Ceren eşit seviyede olduğunu belirtti. Daha sonra bir bardaktan topu çıkarıp şeklini değiştirdim. Aynı sıvının içine koydum. Sıvıların eşit seviyede olup olmadığını sordum. Ceren şekli değişen topun su seviyesinin fazla olduğunu söyledi.

AĞIRLIK 
Aynı büyüklükte ki ve ağırlıkta ki iki hamur topu Ceren’in önüne tartılarak aynı ağırlıkta olup olmadığını sordum. Ceren aynı olduğunu söyledi. Topları terziden indirip birinin üstüne bastırarak yeni bir şekil haline getirdikten sonra iki topun eşit ağırlıkta olup olmadığını sordum. Bu sefer eşit ağırlıkta olmadığını söyledi.






17 Şubat 2012 Cuma

ÇOCUK BESLENMESİ-SAYFA 65-ARAŞTIRMA

EMZİKLİLİK DÖNEMİNDE BESLENME VE MENÜ 
BESLENME
·Yeterli düzeyde anne sütü üretimi için günde en az 8-12 bardak sıvı alınması gereklidir.
   · Emziklilik döneminde suyun yanı sıra besin değeri yüksek süt ve taze sıkılmış meyve suyu gibi içecekler tercih edilmelidir. 
   ·1-2 fincandan fazla kafeinli içecek (çay, kahve, cola vb. gibi) tüketilmemesine özen gösterilmelidir.
 ·Daha çok ıhlamur, nane, papatya, kuşburnu gibi bitki çayları tercih edilmelidir
·Vitaminlerden zengin sebze ve meyveler diyette her öğün yer almalıdır
· Kalsiyum yönünden zengin olan süt, yoğurt, peynir ve kefir belirli miktarlarda düzenli olarak tüketilmelidir.
·Soğan, sarımsak, brokoli, kabak, karnabahar, acı baharatlar veya kuru baklagiller, anne sütünün tadını değiştirebilir. Bebeğinizde ciddi birtakım huzursuzluklar gelişirse, bu tür besinler ya daha az sıklıkla tüketilmeli ya da hiç tüketilmemelidir.
·Salam, sucuk, sosis gibi katkı maddesi içeren diğer hazır besinler mümkün olduğu kadar yenilmemelidir.
·Şeker yerine pekmez tüketilerek boş enerji alımı ve kansızlık oluşması riski azaltılmış olur.
· Emziklilik döneminde alkol ve sigara kullanılmamalıdır.
Menü
Sabah:
1 su bardağı süt (şekerli Ca ile zenginleştirilmiş)
1 yumurta veya 1 kib. Kut. Kadar peynir (30 gr)
 5 adet zeytin (15gr)
1-2 ince dilim ekmek
1 yemek kaşığı pekmez veya bal veya reçel
1 adet meyve, 1 havuç veya domates
Ara öğün: 1 porsiyon meyve
Öğlen:
1 porsiyon etli sebze yemeği ( sebzeli köfte, tavuk, balık)
1 porsiyon pilav veya makarna
1 kâse yoğurt veya ayran
1 ince dilim ekmek
Mevsim salatası
Ara Öğün: 1 kib. Kut. Kadar peynir (30 gr)
Ekmek
Domates veya meyve
Akşam:
Çorba ( tarhana, mercimek. Sebze veya yoğurtlu çorbalar)
60-90gr et, tavuk, balık veya kıymalı sebze yemeği
1 kâse yoğurt veya sütlü tatlılar
1 porsiyon z.yağlı sebze yemeği
Mevsim salata
1 adet meyve
1 dilim ekmek
Yatarken: 1 bardak süt veya sütlü tatlılar veya yoğurt
*** Yemek aralarında, ıhlamur, nane, papatya, vb bitki çayları, az şekerli limonata ve komposto içilebilir
 *** Günlük 2-3 litre su içilmelidir !!!

16 Şubat 2012 Perşembe

MÜZİK-SAYFA 26-ARAŞTIRMA

TEKERLEME VE NİNNİLERİN SOSYO-KÜLTÜREL HAYATA YANSIMASI
 NİNNİ
Ninnilerin bebekleri uyutmanın yanında, bebekleri eğlendirmek, onları sevmek, iletişim kurmak için söylendiğini, Türk milletinin bebek ve küçük çocuklarıyla ninniler vasıtasıyla iletişim kurduğunu kaydeden Prof Dr Necati Demir, ninnilerin bebek ve çocuğun hayata atılmadan önce ilk eğitim aşaması olduğuna dikkat çekti Türk annelerinin çocuklarına ahenkle, ezgiyle, çoğunlukla da duygu yüklü olarak sade bir dil ile söylediği ninnilerin anne ile çocuk arasındaki gönül bağını kurduğunu belirten Demir,
"Ninni metinlerine bakıldığında Türk milletinde eğitime daha beşikte başlandığı görülmektedir Sade bir dille ve seçme kelimelerle söylenmesi, son derece arı ve duru olması, anadili eğitimi ile ilgili olmalıdır Zira incelendiğinde Türkçenin temel kurallarının detaylı bir biçimde ninnilerin içinde yer aldığı görülmektedir Günümüzde okul öncesi eğitimcilerinin 0-6 yaş grubu çocuklarımız için yönlerini Batı'ya dönüp kılı kırk yararak ortaya koyduğu 'okul öncesi eğitiminin temel Kuralları’nın ninniler içerisinde yüzlerce kat fazlasıyla yer alması gerçekten dikkat çekicidir" dedi
TEKERLEME
Tekerleme halk edebiyatına ait bir türdür.
Tekerleme; masal, halk hikâyesi, bilmece ve âşık edebiyatına ait edebî ürünlerin içinde yer alır Bazen bağımsız olarak da kullanılabilir
Tekerlemeler daha çok çocuklar tarafından kullanılan bir tür olmasına rağmen, halk ozanları da zaman zaman şiirlerine mizahî unsur katmak için tekerlemelerden yararlanırlar
Tekerlemelerde genellikle gerçek hayatla bağdaşmayan hayalî öğeler ve düşünceler sıralanır Tekerlemelerde konu pek belirli değildir
Tekerlemede amaç; insanlara acayip gelen, gerçek hayatta olması mümkün olmayan olay ve durumları art arda sıralayarak akıl ve mantık dışı sonuçlara varmak ve şaşırtıcı bir etki yaratmaktır Bu nedenle tekerlemeler, bir çeşit söz cambazlığıdır
Tekerlemeler, şaşırtır ve eğlendirir, hoşça vakit geçirilmesine yardımcı olur