25 Kasım 2011 Cuma

RUH SAĞLIĞI-ANEKTOD ÖRNEĞİ-SAYFA 26

GÖZLEMCİNİ ADI,SOYADI :Betül ATEŞ
GÖZLENEN ÖĞRENCİNİN  TAKMA İSMİ: AKILLI BIDIK
YER:Rüştü Akın AKTML Uygulamalı Anaokulu-Akıllı Bıdıklar Sınıfı 
TARİH:17.11.2011
08.00:Akıllı bıdık okula babasıyla geldi ve kapıdan girer girmez babasından ayrılacağı için ağladı ve ağlayışını üstünü çıkarken bile sürmekteydi.
08.05:Akıllı Bıdık benim yanımda babasını ,okulu bitene kadar kapının ordaki koltukta beklemek istedi.(Ben anaokulunda nöbetçiydim ve yerim kapının orda olan bir koltuktu.)Öğretmeni akıllı bıdığın diretmesi üzerine bana ona göz kulak olmamı istedi ve bu sırda akıllı vıdık benimle getirdiği oyuncakları oynamak istedi.
08.10:Akıllı bıdık beni bırakmıyor ve bensiz sınıfa girmek istemiyordu.Ben de ona birlikte sınıfa girerek arkadaşlarıyla birlikte oynamayı teklif ettim  ve kabul etmesi üzerine benim elimi tuttu,sınıfa girdik ve istediği oyunu oynamaya başladık.
08.15:Akıllı Bıdığın sınıf arkadaşı Yumurcak J akıllı bıdığın elindeki oyuncaklarına bakmak istedi fakat akıllı bıdık arkadaşını eliyle itti ve ağlamaya  başladı.
08:25: Sandalye kapmaca oyununa geçildiğinde akıllı bıdık dans ederken arkadaşlarına bilerek çarpıyor ve onların oymasına engel oluyor,onları düşürüyordu.Akıllı bıdık yanmasına rağmen hala oyuna girerek düzeni bozuyordu.
08.30:Ben sınıftan kahvaltıyı hazırlamaya yardım etmek için çıktığımda akıllı bıdık bunu farkederek hemen koşarak peşimden geldi ve kahvaltısını öğretmeni ısrar etsede kahvaltısını yapmak istemedi.Arkadaşları kahvaltı yaparken,o benim yanımda  oturuyor ve babasının ne zaman geliceğini soruyordu.
Bir sonraki hafta yine bir görev için gittiğimde akıllı bıdığın sınıfta olmadığını branş öğretmenimizin  odasında durduğunu gördüm.
YORUM: Akıllı Bıdık öğretmenini sevmesine rağmen okula ve arkadaşlarına  adapte  olamamış,anne ve babasına  çok bağlı bir çocuk olduğu görülüyor ve onlara çok güveniyor. Bu nedenle anaokuluna uyum sürecinde ilk günlerde annenin de okulda kalması yararlı olacaktır. Çocuk anneyle aynı sınıfta durma ihtiyacı duyuyorsa o  oyun oynarken anne bir köşede kitap, dergi vs okuyabilir, zamanla uzaklaşma ve güven çalışmalarına devam edilmesi yararlı olacaktır. Annesinin okulda olduğunu hisseden çocuk kendini daha rahat hissederek oyunlara katılacak  ve birlikte olduğu öğretmenine, arkadaşlarına  güven duyacaktır. Anne ve öğretmen birlikte hareket etmeli  ve zamanla anaokulundaki gereksinimlerin karşılanması anneden öğretmene geçmelidir.Öğretmenine güven duyan bir çocuk  zamanla annenin  yokluğundan kaygı duymayacak, okula- arkadaşlarına uyum sağlayarak sağlıklı bir sosyalleşme süreci geçirmiş olacaktır.





18 Kasım 2011 Cuma

GELİŞİM ALANLARI-SAYFA 68-ARAŞTIRMA

PSİKOMOTOR GELİŞİM
Tanımı
  • Fiziksel yapıda ve sinir kas işlevlerindeki değişim süreçleridir.
  • Yaşam boyu devam eden bir süreçtir
  • Motor becerilerde azalma yada yeni bir becerinin gelişmesi
  • Fiziksel yeteneklerin gelişmesini kapsar.
  • Özünde hareket olan becerilerin kazanılmasını içeren ve doğum öncesi süreçte başlayıp ömür boyu devam eden bir süreçtir.
Önemi
Motor gelişimde duyum, sinir-kas sistemleri eşgüdüm içinde çalışırlar. Duyumla­rın gelişimi duyu organlarının görme, işitme, dokunma, tat, koku, ısı, acı gibi duyumları yeterli düzeyde alabilme gücüne ulaşmasıdır.
Motor hareketlerin tümünde bedenin birkaç kısmı birlikte ve eşgüdüm halinde çalışmak durumundadır. Bu eşgüdümün gelişimi, bedenin olgunluğuna ve alıştırmalara bağlıdır.
Her motor hareket belirli bir güce gereksinim duyar. Gücün artması kemiklerin, kasların büyümesi, belli oranların değişimi, kısaca bedensel gelişim ile sıkı sıkıya bağlantılı olduğu için genellikle fiziksel gelişim ve motor gelişin birlikte incelenir. 
Çocuğun motor gelişimini bilmek onun eğitiminde de önemlidir. Bu durum motor gelişimde önemli olan olgunlaşma ve öğrenme ile açıklanabilir. Çocuğun yeni bir şey öğrenmesi için yeterli olgunlukta olması gerekir. Bu noktada çocuğun eğitiminde de motor gelişim göz ardı edilemez.
Psikomotor  gelişimin aşamaları 
Bireyin doğum öncesi dönemden başlayarak yaşam boyu süren, harekete ilişkin davranışlarında meydana gelen değişmeleri inceler.
Psikomotor  Yetenekler
    Psikomotor beceriler,günlük hayatta önemli yer tutar.Bu davranışların bir kısmını, gün içerisinde çevremizdeki kişileri model alarak kendiliğimizden ya da çevremizdeki kişilerin rehberliğinde öğreniriz.Yürüme,konuşma,yemek yeme, futbol vb. bu biçimde öğrenilebilir. Psikomotor davranışlar okulda da planlı eğitim faaliyetleri sonunda öğrenilir.Özellikle sanat ve meslek okullarında önemli yer tutar.Psikomotor öğrenme çocuğun doğumundan sonra psikomotor yeteneklerin gelişmesine bağlı kalarak ve yaşı ilerledikçe hızlanarak devam eder.Çocuk doğduğu anda hareket edebilecek ve bazı psikomotor davranışları yapabilecek durumdadır.Hatta ana rahmindeyken bile bazı hareketler yaptığı dış etkilere karşı bazı yalın tepkiler gösterdiği bilinmektedir.Buna bakarak eğitimciler eğitim-öğretimin doğumdan önce başladığını söylerler.Doğumdan sonra psikomotor yetenekler hızla gelişir.Psikomotor öğrenme bu yeteneklerin gelişmesine bağlı-dır. 
Bu psikomotor yetenekler şunlardır;
Kuvvet
Bütün psikomotor davranışların öğrenilmesi bir kuvvet gerektirir.Koşma,atlama,tırmanma,yürüme hatta bir parmağın kıpırdatılması bile kuvvet ister.Bütün vücudun genel bir kuvvetinin olması gerektiği gibi gövdenin kol ve bacakların elin ve parmakların öğrenilecek psikomotor davranışları yapabilecek kuvvete sahip olması gerekir.
Harekete hazır olma
Vücudun etkilere karşı tepki göstermeye hazır olması gereklidir. Etki ile bu etkiye yapılan tepkinin arasında geçen zaman reaksiyon zamanıdır.Reaksiyon zamanı ne kadar kısa olursa psikomotor öğrenmede o kadar hızlı olur.Psikomotor öğrenmede genel olarak bütün vücudun tepkiye hazır olması gereklidir.Özellikle kol ve bacakların ve elin tepki yapabilecek olgunluğa ulaşması gerekir.
Hız
 Psikomotor davranışların kendine özgü bir yapılış hızı vardır.Bir davranışın gerekti-ğinden az hızda veya çok hızda yapılması halinde organizma tehlikeye girebilir. Örneğin bir makinede çalışmasını öğrenecek bir öğrencinin gereken hızda hareket edememesi onun kolunun veya hayatının tehlikeye girmesine sebep olabilir.Psikomotor öğrenmede özellikle koşun ve parmakların gereken hızı kazanması çok önemlidir.
Durgun Dikkat
Birçok psikomotor öğrenme bir olayın veya işin devamlı ve keskin bir şekilde dikkatli olarak izlenmesini gerektirir.Öğrenci birçok durumlarda vücudunu oynatmadan dengeli bir şekilde uzun süre durmak zorunda kalacaktır.
Dinamik Dikkat 
Bazı davranışlar öğrencinin hareket halindeyken bir olaya dikkat etmesini ve olaya uygun davranışlar yapmasını gerektirecektir.Örneğin voleybol oynayan bir öğrencide dinamik bir dikkatin olması gerekir.Çocukta dinamik dikkat gelişmemişse bu psikomotor öğrenmeyi yapamaz.
Koordinasyon
Psikomotor öğrenmenin pek çoğu birden fazla organların çalışmasını gerektirir.En yalın bir davranışta bile göz el kol veya ayak gövde ile ayağın veya iki elin bir düzen içinde çalışması oldukça zordur.Öğrenilecek davranışları yapacak organları arasında yeterli koordinasyonu kuramıyorsa çocuk o davranışı öğrenemez.
Esneklik
Vücudun gerektiği zaman öne yana geriye ve istenen yönlere eğilmesi yani esnek olması gereklidir.Gövdenin bacakların yeterli esnekliğe sahip olmadığı zamanlarda psikomotor davranışları öğrenmek mümkün değildir. 
 PSİKOMOTOR GELİŞİMDE BİREYSEL FARKLILIK 
Gelişim,kalıtsal ve çevresel etkenlerin etkisi altındadır.Her çocuk,kendi gelişim çizgisinden önce belirlenmiş sırayı izlerler.Normal çocuklar ,gelişme hızlarında büyük farklılıklar gösterirler.Yaş ile açıklanamayan davranış farklılıkları kalıtım,deneyim,eğitim,sosyalleşme gibi kavramlar açıklanmaktadır.Gelişimsel çalışmalarda yürümenin,tuvalet eğitiminin,konuşmaya başlaması gibi özelliklerin ortalama kazanılma yaşı saptanmaya çalışılmıştır.Genelde,6 aydan bir yıla kadar ortaya çıkan motor yetenek sayısında,bireysel farklılıklar görülmektedir.Bu bireysel farklılıklar,bazı çocukların yeni becerileri öğrenmeye neden hazır olup olamadıklarını açıklamaya yardım eder. 
    Psikomotor Gelişime Uygun Etkinlik

OYUNUN ADI: İhtiyar Büyücü
GELİŞİM ALANI: psikomotor alan
AMACI: bedensel koordinasyon gerektiren hareketleri yapabilme
ARAÇ – GEREÇ: --
OYUNCU SAYISI: 8- 10
YAŞ GRUBU: 5-6
OYUNUN OYNANDIĞI YER: açık hava
UYGULAMA: Çocuklar oyun alanında dağınık şekilde dururlar. Çocuklardan birisi sayışma ile ebe seçilir. (ihtiyar büyücü) bir tanesi de başkan olur. İhtiyar büyücü çocuklardan 2-3 metre ileride sırtı onlara dönük olarak durur. Yan tarafta da başkan vardır. Büyücü öne doğru yürümeye başlar.( kamburunu çıkararak, ayağını sürüyerek veya sekerek) diğerleri onu taklit ederek takip ederken hep bir ağızdan :
 ihtiyar büyücü hendeğe düştü bir kuruş buldu zengin oldu,
tekerlemesini söylerler. Çocuklar sözlerini bitirince büyücü başkana dönerek:
 bunlar kimin çocukları diye sorar.
Başkan çocuklardan birinin adını söylemişse büyücü yürümesine devam eder. Diğer çocuklar da tekerlemeyi söyleyerek büyücüyü takip ederler. Tekerleme bitince büyücü tekrar başkana sorar
: bunlar kimin çocukları?
Başkan ‘’ ihtiyar büyücünün çocukları’’ derse büyücü geri döner, çocukları çizgi içerisinde yakalamaya çalışır. Yakalanan çocuk, büyülenmiş olur. Çocukların yakalanması için büyücüye yardım eder. Son kalan oyuncu yeni oyun için ihtiyar büyücü olur.








13 Kasım 2011 Pazar

ÇOCUK RUH SAĞLIĞI-SAYFA 20-UYGULAMA FAALİYETİ

Çocuğu Tanımanın Önemi

Anne-babolmak bir çok beceriyi ve hassasiyeti gerektirmektedir. Çocuğun doğumundan itibaren onu izlemek, tanımak, ihtiyaçlarını, özelliklerini, farklılıklarını, duygularını ifade ediş biçimini kavramak gerekmektedir. Çocuğun söylediklerinin, davranış ve tutumlarının altındaki mesajları kavrayabilmek, söylediği ile söylemek istediği arasındaki farkı gözlemleyebilmek dikkat gerektirir. Bazen çocuklar bazı ihtiyaçlarını talep etmezler. Burada bizim onun ihtiyacını fark etmemiz önemlidir. Her çocuğun kendini ifade ediş biçiminin farklı olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle öncelikle çocukların bebekliklerinden itibaren çok dikkatlice gözlenmeleri önemlidir. Çocukla geçirilecek zamanın içeriğinde hem bir takım becerilerin geliştirilmesine olanak verilmesi hem de oyuna yer verilmesi gerekmektedir. Bu içeriğin belirlenmesi için de çocuğun ve çocuğun içinde bulunduğu gelişim döneminin çok iyi tanınması gerekmektedir Çocuğun bireysel özelliklerinin tanınmasının yanı sıra belirli yaşlara ait gelişimsel ve psikolojik özelliklerin de bilinmesi önem taşımaktadır. Örneğin bir çocuğun yaşadığı korkuların o yaşa ait doğal bir korku mu yoksa fobi mi olduğunu ayırt edebilmek ve ilişkide kullanılacak dili belirlemek önemlidir. Bir önemli konu da çocuğun yaşına uygun olarak yapabileceklerinin ve yapamayacaklarının ayırt edilmesidir. Bazen anne-babalar çocukların bazı becerilerinin gelişmesi için fırsat yaratmadıkları ve bu nedenle çocukların yaşlarına ait becerileri geliştiremedikleri bilinmektedir. Örneğin eline hiç kalem verilmeyen çocuk çizgi çizme becerisini geliştiremeyecektir. Birlikte geçirilecek zamanın içeriğinde çocuğun yaşına ait becerileri sergileyebilmesine ve geliştirmesine fırsat vermek de önemlidir. Bazen de tam tersi olarak aileler çocukların gelişim düzeylerinin çok üzerinde bazı becerileri sergilemeleri konusunda çocukları sergileye bilmesine. Böyle bir tutum da çocuğun yoğun performans kaygısı ve yetersizlik duygusu yaşamasına neden olabilmektedir. Yine bazı çocuklar yaşadıkları değişik duygusal ve algısal sorunlar nedeniyle bazı becerileri yaşıtlarına göre daha geç geliştirebilmektedirler. Böyle bir durumda da çocuğun yapabileceğinden daha fazlasını beklemek aynı tür kaygılara ve yetersizlik duygularına neden olabilmekte, bunun sonucunda da çocuğun daha da başarısız olmasına neden olabilmektedir.
Çocuğu Tanımanında Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar
  • Hangi düzeyde ve nerede olursa olsun, eğitimde bireylerin gelişim durumlarını ilgilerini, ihtiyaçlarını, yeteneklerini ve içinde bulundukları çevre şartlarını bilmek ve karşılaştıkları problemler hakkında fikir sahibi olmak gerekmektedir. Özellikle okul öncesi çağda çocukların çevre uyarıcılarından çabuk etkilendikleri ve bu yüzden davranışlarında çok sık değişikliklerin olduğu düşünülecek olursa onlara uygun bir eğitim ortamı hazırlayabilmek için tanıma faaliyetlerinin ne denli önemli olduğu kendiliğinden ortaya çıkar. Ayrıca, çocuklarda görülebilen problemlerin nedenlerini ortaya çıkarmak için de tanıma faaliyetlerine ihtiyaç vardır.
  • Çocuğu tanımak için tek başına yeterli olabilecek bir teknik yoktur. Bunun için pek çok tekniğin birlikte kullanılması gerekmektedir.
  • Tanıma çalışmalarında çocuk tek başına değil çevresi ile birlikte ele alınmalı ve bu çalışmalar bir sistem içinde sürekli devam ettirilmelidir.
  • Tüm bunları dikkate alarak, titizlikle yürütülen tanıma çalışmalarında dahi çocuğu eksiksiz ve her yönüyle tanımak mümkün değildir. Çünkü insanın çok karmaşık bir yapısı vardır. Onun kişiliği ile ilgili kesin yargılara varmak ve bunların değişmeyeceğini düşünmek hatalıdır.
  • Tanımada esas amaç çocuğun kendini tanımasına yardımcı olmaktır. Çocuğun yeteneklerinin sınırlarını ne yapıp, neyi yapmayacağını kavraması, eğitimini ve ona yapılacak yardımı kolaylaştıracaktır
  • Bireyin tanınmasında kullanılmak üzere geliştirilmiş pek çok teknik vardır. Bunların bir kısmı okuma-yazmaya dayalı oldukları için çocuklara uygulanamaz. Bir kısmı ise konuşma ile kendini ifade edebilme becerisine dayalı olduğu için çocuğu tanımada kullanılması güçtür. Testler ise özel uzmanlık gerektirdiği için öğretmen tarafından kullanılıp, sonuçları yorumlanamaz. Çünkü mevcut öğretmenlerimizin yetişme programları buna uygun değildir.

ERKEN ÇOCUKLUK VE Ö.E.İ.V.K. ÖDEVİ-SAYFA 15-ETKİNLİK 6
























KRAPON  KAĞITLARIYLA ÇİÇEK SÜSLEME
İlk önce işe çocukları etkinliğe hazır hale getirebilmek için toplanıldı.Daha sonra öğretmenleri çocuklara etkinliği kısaca anlattı ve stajyerler yardımıyla bir  A4 kağıdına çiçek çizildi. Sonra kuru boya ile çiçek yaprağı ve sapı yeşile boyanıldı.Çiçeğin ortası sarıya boyanıldı.Daha sonra çeşitli renkteki gramafon kağıtları ufalanarak/büzüştürülerek yapıştırıcı yardımıyla çiçeklerin yuvarlak yapraklarına yapıştırıldı ve bu bölge bu kağıtlarla kaplandı.Etkinlik bitince çocuklar ellerini yıkamaya gittiler bu sırada öğretmen ve stajyer  bu etkinlikleri pano gibi yapılmış olan etkinlik köşesine  ataçladılar.

12 Kasım 2011 Cumartesi

MÜZİK-SAYFA 12-SİHİRLİ SAATLER ÇOCUK EVİ MÜZİK ALETLERİ

KSİLEFON

Güney Asya'dan çıktığı sanılan ksilofon 16. yüzyılda Avrupa müzik çalgıları arasına girmiştir. Küçükten büyüğe doğru uzayan, yan yana sıralanan, tahta veya alaşım düzlemlerinden oluşmuştur. Bu düzlemlere, küçük tokmaklarla (malletler) vurularak çalınır.Klasik batı müziğinde kullanılır.


ZİL
Değişik boyutlarda ve şekillerde yapılabilen ziller,yine ritm çalışmalarında kullanılan ilgi çeken ritm araçlarından biridir.Zillerden ses çıkarmak çok kolay olduğundan kendine güveni olmayan çocuklarda başlamak için ideal ritm aracıdır.


DARBUKA
Orta Doğu'da kullanılan vurmalı bir çalgıdır ve daha çok oynak ve eğlence amaçlı müziklerde kullanılır. Darbukada Düm ve Tek olarak adlandırılan iki ses vardır: İlk ses, ritmin temelini sağlar ve aletin ortasına vurularak sağlanır, ikinci ses daha çok süsleme ve doğaçlama için kullanılır.Darbuka aynı zamanda düğün nişan sünnet düğünlarinde kullanılan bir tür vurmalı çalgıdır.




TEF
 tarihi eskilere dayanmaktadır. Mezopotamya ve diğer yerlerde yapılan arkeoloji kazılarda, ellerinde tef bulunan figürlere raslanmaktadır. Genelde yuvarlak olan deflerin köşeli olanları da mevcuttur. Anadolu’nun bazı yerlerinde def “daire”, Trakya'da “dare” adı ile de bilinmektedir. Düğünlerde kullanılan tefler de bunlardır.
Tef, Türk Musikisinde bir usul vurma aletidir. Bir çeşit açık davul olan tefin çeşitli şekillerine eski kavimlerde de rastlanır. Araplar'dan İspanya yoluyla Avrupa'ya geçmiş ve adına tambour de basque denmiştir. Orkestraya da girmiştir. Türk musikisinde, fasıl şefi olan ser hanendenin veya birkaç hanendenin elinde bulunur. Parmak vuruşlarıyla usul tutulur. Her vuruşta, kasnaktaki ince pirinçten 8 çift küçük zil tınlar.

MARAKAS
içi oyuk olan gövdesinde bulunan parçalar sayesinde sallayınca ses çıkaran bir tür vurmalı müzik aletidir.
Tahtabambu ve plastikten yapılan türleri vardır. Çoğunlukla Afrika ve Latin Amerika müziklerinde kullanılır.

ORG
Müzik aletlerinin en büyüğü olan orgdan bir orkestrada olduğu kadar çok çeşitli sesler elde edilebilir. Kabaca, bir boru siste­mi, klavye, pedallar ve körükten oluşur. Ses, üflemeli çalgılarda olduğu gibi, boru içindeki hava sütununun titreşmesiyle elde edilir; de­ğişik ses tonları ve notalar ise piyanoda olduğu gibi tuşlarla denetlenir. Bu özelliğin­den dolayı hem klavyeli hem de üflemeli çalgılar sınıfına girer.











GELİŞİM ALANLARI-SAYFA 40-DİŞ SAĞLIĞI AFİŞ HAZIRLAMA

10 Kasım 2011 Perşembe

ÇOCUK BESLENMESİ-SAYFA 22-BESİN GRUPLARI

Yeterli ve Dengeli Beslenme İçin 5 Temel Besin Grubu

Her besinin içinde bulunan besin öğeleri farklılık gösterir. Hem karbonhidrat hem protein içeren besinler gibi sadece yağ veya karbonhidrat içeren besinler de vardır. Çocuğunuzun ihtiyacı olan karbonhidrat, protein, yağ, vitamin ve mineralleri alabilmek için her gün 5 temel besin grubunu tüketmesi önemlidir.




 BESİN GRUPLARI
 
1-SÜT GRUBU
2-ET,YUMURTA,KURUBAKLAGİLLER
3-EKMEK VE TAHILLAR
4-SEBZE VE MEYVELER
    5-YAĞLAR VE ŞEKERLER
1.GRUP: Süt ve süt ürünleri

Bu grupta:
Süt ve yerine geçen besinler yoğurt, peynir, ayran, kefir ve cacık gibi sütten yapılan besinlerdir.
Besleyici besinler:
Süt grubu besinler, protein, kalsiyum, fosfor, B2 vitamini (riboflavin) ve B12 vitamini gibi birçok besin öğesinin önemli kaynağıdır.
Günlük önerilen miktarlar:
Her gün, çocukların ve gençlerin 3- 4 porsiyon, yetişkin bireylerin 2 porsiyon, gebe ve emzikli kadınların 2-3 porsiyon süt ve yerine geçen besinleri tüketmeleri gerekir.
Başlıca görevleri:
¢Kalsiyumdan zengin olan bu grup kemiklerin ve dişlerin sağlıklı gelişiminde ve hücre çalışmasında önemli rol oynar.
¢Yağsız veya yağı azaltılmış süt, yoğurt ve tuzu az peyniri tercih edin.
¢Çiğ süt ve pastörize edilmemiş sütlerden yapılan peynir ve benzeri besinler insanlarda brusella hastalığına neden olur. Bu nedenle sokakta satılan kaynağı bilinmeyen sütleri tüketmeyin.
¢Pastörize edilmiş veya UHT (uzu ömürlü süt) sütleri tercih edin. Kaynağını bilmediğiniz ve tanımadığınız kişilerin sattığı sokak sütlerini satın almayın.




2.GRUP: Et,tavuk,balık,yumurta,kurubaklagiller
     Bu grupta:
     kırmızı et, kümes hayvanları, yumurta, şarküteri ürünleri, kuru baklagiller, yer fıstığı, fıstık ezmesi gibi besinler yer alır. Hayvansal proteinler yağ içerdiklerinden pişirirken fazladan yağ eklenmesi önerilmez.
     Besleyici değerler:
     Bu grup protein, demir, çinko, fosfor, magnezyum B6, B12, B1 ve A vitamini ile posa (kuru baklagiller) içerir.
   

    Günlük önerilen miktarlar:
     Gebelikte bu gruptan her gün 2-3 porsiyon yemeniz gereklidir.
  ¢Bu porsiyonlardan en az biri hayvansal proteinlerden olmalıdır. Bebeğin hücre yapımı için gerekli bazı aminoasitler sadece hayvansal proteinlerde bulunur.
  ¢Balık çok önemli bir protein kaynağıdır ve haftada 2 kez yenilmesi  önerilir. Ancak ton, uskumru ve kılıç balığı yüksek miktarda cıva içerdiğinden çok daha az tüketilmelidir

   Başlıca görevleri:
  ¢Büyüme ve gelişmeyi sağlarlar.
  ¢ Hücre yenilenmesi, doku onarımı ve görme işlevinde görev alan besin öğelerini içerirler.
  ¢ Kan yapımında görevli en önemli besin öğelerini barındırırlar.
  ¢ Sinir, sindirim sistemi ve deri sağlığında görev alan besin öğelerini sağlarlar.
  ¢ Hastalıklara karşı direnç kazanılmasında başrolü üstlenirler.

3.GRUP: Taze sebzeler ve meyveler

Bu grupta:
Her türlü sebze ve meyveler yer alır.
Besleyici değerleri:
Sebze ve meyveler, mineraller ve vitaminler bakımından zengindir; büyük oranda su içerdikleri için kalori değerleri düşüktür. Bu grup, folik asit, A vitamininin ön öğesi olan beta-karoten, E vitamini, C vitamini, B2 vitamini, kalsiyum, potasyum, demir, magnezyum, posa ve kansere karşı koruyucu (antioksidan) özelliğe sahip bileşiklerden zengindir.
Günlük önerilen miktarlar:  3-7 porsiyon
Başlıca görevleri:

¢Büyüme ve gelişmeye yardım ederler.
¢Hücre yenilenmesini ve doku onarımını sağlarlar.
¢Deri ve göz sağlığı için temel ögeler içerirler.
¢Diş ve diş eti sağlığını korurlar.
¢Kan yapımında görev alan ögelerden zengindirler.
¢Hastalıklara karşı direncin oluşumunda etkindirler.
¢Doygunluk hissi sağlarlar.
¢Dengesiz beslenmeye bağlı şişmanlık ve kronik hastalıkların (kalp   damar hastalıkları, hipertansiyon, bazı kanser türleri) oluşma riskini   azaltırlar.
Bağırsakların düzenli çalışmasına yardımcı olurlar.


4.GRUP: Ekmek ve tahıllar

Bu grupta:
Buğday, pirinç, mısır, çavdar ve yulaf gibi tahıl taneleri ve bunlardan yapılan un, bulgur, yarma, gevrek ve benzeri ürünler bu grup içinde yer alır.
Besleyici değerleri:
    Tahıl ve tahıl ürünleri vitaminler, mineraller, karbonhidrat (nişasta, lif) ve diğer besin öğelerini içermeleri nedeniyle sağlık açısından önemli besinlerdir. Tahıl tanelerinin yağında bol E vitamini bulunur. Tahıllar B12 dışındaki B grubu vitaminlerinden zengin, özellikle B1 vitamininin (tiamin) en iyi kaynağıdır.
   Bu besin grubu da meyve ve sebzeler gibi günlük sağlıklı beslenme programının üçte birini kapsar. Çünkü ekmek, pirinç, patates ve makarna gibi besinler vücudumuzun enerji kaynağı olan katı karbonhidrat içerir. Burada önemli olan yiyecek seçimi yaparken işlenmiş karbonhidratlardan (beyaz undan yapılan yiyecekler) ziyade işlenmemiş olanları (tam buğdaydan yapılmış yiyecekler) seçmeye özen göstermek. Çünkü işlenmemiş karbonhidrat tahılın tamamını içerir ve tam tahıllı besinler bazı kanser, diyabet ve kalp rahatsızlıklarının riskini azaltır.

5.grup:yağlar ve şekerler 
    Yağlar:
  ¢Yağlar vücut ısısının düzenlenmesi ve yağda eriyen vitaminlerin kullanılması için gereklidir,
   ¢beynin ve hücre zarlarının yapıtaşını oluşturur, organları dış etkilere karşı korur.
¢Hayvansal yağlar doymuş yağ içerdiği için mümkün olduğunca azaltılmalıdır.
¢Hayvan etlerinin yağlı kısımları tüketilmemeli, bitkisel yağlar kullanılmalıdır.
¢Zeytinyağı, içerdiği yağ asidi nedeniyle günlük beslenmede mutlaka yer almalıdır.
Şekerler
¢Şekerler saf karbonhidrattır ve yoğun enerji kaynağıdır.

¢ Fazla tüketimi şişmanlığa ve diş çürüklerine neden olabilir. Hareketi az olan bireylerin şekerli gıdaları aşırı tüketimi şişmanlık ile birlikte başta kalp ve damar hastalıkları olmak üzere şeker hastalığı, yüksek tansiyon ve kanser için bir risk faktörü yaratır

                                       
                                                               Hazırlayan:Betül ATEŞ
                                                                       687/10-F